İdari Para Cezasının İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Yine Devlet memurluğundan çıkarma cezası yüksek disiplin kurulunca verilmektedir. Devlet memurlarıBahsegel dışında kalan üniforma giyen bazı personele kendi özel kanunları gereği disiplin kurulları tarafından ceza verilmektedir. Bunlar Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin başkan, başsavcı ve üyeleri ile askeri öğrencilerdir[726]. Benzer bir davada disiplin amiri tarafından disiplin suçu teşkil eden eylemin kanundaki karşılığı madde numarası yerine, askeri mahkemenin görev alanında giren bir suçun madde numarası yazılmıştır. Fıkraları, oda hapsi cezası nedeniyle özgürlüğün sınırlandırılmasında mahkemeye başvuru hakkı tanımışken, 1602 sayılı AYİM Kanununun 21. Disiplin amirlerince verilen diğer disiplin cezalarının kişi özgürlüğünü sınırlayıcı bir niteliği bulunmadığından bir çatışma söz konusu değil ise de, oda hapsi disiplin cezası yönünden kanun-sözleşme çatışması bulunduğu, bu çatışmanın da Anayasanın 90.
Sürekli çıkarma; Cemiyet üyesinin Tüzük kuralları ile Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesindeki ilkelerle bağdaşmayan biçimde ağır kusurlu davrandığı ve bu davranış ile tutumunu sürdürdüğünden dolayı Cemiyet üyeliğinden kesin olarak çıkarılmasıdır. Kınama; Cemiyet üyesinin Tüzük kuralları ile Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesindeki ilkelere ve mesleğine karşı kusurlu davrandığının bildirilmesidir. Uyarma; Cemiyet üyesinin Tüzük kuralları ile Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesindeki ilkelere uygun davranması gerektiğinin bildirilmesidir. Onur Kurulundan yazıyla başvurarak izin almadan ya da hastalık gibi mazereti bulunmadan ard arda iki toplantıya katılmayan üyenin görevi kendiliğinden düşer. Madde 22 – Her Genel Kurul sonrasında Yönetim Kurulu mali ve idari konularda geçerli olmak üzere bir sirküler düzenler. Genel Sayman görevlerinden Yönetim Kuruluna karşı sorumludur. Madde 19 – Genel Kurul kararları, Cemiyet Lokalinde asılarak üyelere duyurulur. G) Genel Kurul kararları toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla alınır. Şu kadar ki tüzük değişikliği ve derneğin feshi kararları, ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir.
I- GirişKişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı′nın ilk hali, kişisel verilerin korunması ve dokunulmazlığı hakkı yönünden daha olumsuz hükümler içermekte idi ki, Tasarının ilk halini daha önce inceleyip tartışmıştık. Bu yazımızda, Tasarının ilk hali ile son halini karşılaştırmalı incelemek yerine, kişisel verilerin korunması … Türkiye’de siyasi, hukuki, iktisadi ve sosyal alanda krize dönüşen ve her yanı sübjektif yorumlarla dolu tartışmalar hiç bitmez. Çünkü Türkiye, alışkanlık haline gelmiş, bitmek tükenmek bilmeyen sıcak gündeme ihtiyaç duymaktadır. Herkes bildiğini okur, işine geldiği gibi konuşur, işine gelmiyorsa hukuk kurallarını görmez veya farklı nitelendirir, hatta kişiye ve duruma özel hale getirir. Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen cinsel saldırı, cebir-şiddet ve buna bağlı öldürme fiillerine tepki olarak, failler hakkında daha ağır cezaların uygulanması, hadım edilme ve ölüm cezalarının getirilmesi talep edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, parlamenter sistemin gereklerini layıkı ile yerine getirmiş de temsili demokraside istediği sonucu alamamış gibi, yönetim sistemini değiştirme çabasına girmiş gözüküyor. Yap-bozla, istikrar kazanmayan müessese ve uygulamalarla bir yere gidilemeyeceğinin farkına varmalıyız. Sadece değiştirmekle ve mevcudu bozmakla sorunlar çözülebilse idi, en iyi anayasayı ve kanunları düzenlemek suretiyle her meselenin halli mümkün olabilirdi. Başlangıç cümlesi olsun; hukuk düzeninde samimi olarak iyileşme isteniyorsa, her birey için eşit ve dürüst hukuk güvenliği hakkı sağlanmalı, yargı ve usul kuralları keyfi kullanılmamalı, “terör”, “örgüt” ve “ifade hürriyeti” kavramları üzerinden öngörülen kısıtlamalar kötü uygulanmamalı, “hukuka uygun yol ve yöntemler”, … Uygulamada; noterden düzenleme şeklinde avukata vekaletname çıkarılmadan, başka yollarla temsil ettiğini söylediği kişinin avukatı olduğunu ortaya koyan veya beyan eden avukatın bu yetkisi ile vekaletname olmaksızın dosyayı inceleme ve dosyadan örnek alma yetkisinin olup olmadığı hep tartışılmıştır.
Maddesindeki düzenlemenin doğrudan uygulanabilir, emredici bir hüküm olmadığı, yasama organına izin veren bir hüküm olduğu, norm çatışmasının Anayasa- Sözleşme çatışması değil, yasa – sözleşme çatışması olduğu[567], oda hapsi cezası verilip verilemeyeceği ile ilgili olarak AİHS’nin 5. Maddesinin doğrudan uygulanması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Maddesindeki “İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.” genel ilkesinden sonra “Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” demek suretiyle, TSK.nın iç düzenine yönelik olarak kanunla düzenlenmek kaydıyla hürriyetin kısıtlanması sonucunu doğuran disiplin cezaları verilebilmesine imkan tanımıştır. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Rütbenin geri alınması cezası askeri mahkemelerce hükmedilebilecek bir “feri ceza” olduğu gibi, aynı zamanda AsCK’nun 171. Maddesine bağlı EK-1 cetvelde belirtildiği üzere general/amiraller ve Milli Savunma Bakanı tarafından sadece erbaşlara verilebilen bir disiplin cezasıdır.
Burada muhatap, kuralı ihlal eden herkes olabileceği gibi, ceza sadece parasal olup, idare sadece bu cezayı tahsil olanaklarını zorlayabilir. Tahsil edemediği para cezasını başka bir cezaya dönüştüremez. Cezanın miktarı her bir yasada müstakil belirlenmiş olup, her yıl VUK’da belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılmaktadır. Ì İdari suçlarda, 5237 sayılı TCK’nundaki takdiri indirim, tahrik, yaş küçüklüğü ve benzeri indirim nedenleri uygulanamaz. Ancak varsa özel kanunlardaki açıkça tanımlanan azaltma nedenleri uygulanabilir[7]. Toplum hayatında da zaten “suç” ve “ceza” kavramları daha ziyade ceza hukukunu ve ceza yargısını çağrıştırır. Nitekim adli cezalardan anlaşılması gereken de bizzat adli organlar tarafından verilen cezalardır. Kripto satımcıları, kripto alım satımını mümkün kılanlar ve kripto işlemlerinde emelleri olan geleneksel finans oyuncuları için bazı dezavantajlar olacaktır. Bireylerin her iki alanda da oynamasına izin verilecek olsa da, kurumlar (bankalar, aracı kurumlar, emeklilik fonları, emanetçiler ve bunların bağlı kuruluşları) geleneksel finans veya kripto alım satımı ile tamamen ilgilenmeyi seçmelidir. Zararları karşılamak için bankalarda ve aracı kurumlarda tutulan varlıkları tasfiye ederek gerçek dünya krizlerine neden olan sıkıntılı kripto işlem firmalarına veya kolaylaştırıcılara sahip olunamaz. Ortak kontrol edilen işletmelerde risklerin etkili bir şekilde ayrıştırılamayacağını gösteren uzun bir geçmiş olduğundan, bölünmenin her iki tarafında faaliyet gösteren bağlı kuruluşlara da sahip olunamaz. A) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer.
- Ek protokolün 3.maddesinde hiç kimsenin tek başına ya da toplu olarak uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemeyeceği ayrıca uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, bu şekilde vatandaşların sınır dışı edilme yasağı düzenlenmiştir.
- Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
Çelik ise, genel olarak uluslararası andlaşmaların kanun değerinde olduğu tezinin kabul edilemeyeceğini düşünmektedir. Eğer andlaşma kanun hükmünde sayılır ve bu andlaşma ile kanun arasında çatışma olursa, bu çatışma lex posterior esasına göre çözümlenir. Yazara göre, andlaşma ile sonraki kanun çatışırsa lex posterior esası uygulanamaz. Örneğin Türkiye’nin sınırlarını belirleyen Lozan Barış Andlaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği bir kanunla değiştirilemez. Yazara göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de sonradan yürürlüğe konulacak bir kanun ile değiştirilemez.
Soruşturulan kişinin masum olup olmadığı, soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. Gizlilik, soruşturulan kişinin soruşturma sonunda masum çıkması ihtimali karşısında, soruşturulan kişinin kişilik haklarını korumak için getirilmiştir. İkinci olarak bilinmeyene karşı savunma yapmak imkânsızdır. Eğer soruşturma dosyası soruşturulandan gizli tutulursa, ne ile suçlandığını öğrense bile kendi aleyhine toplanan delilleri öğrenemeyecektir. Dolayısıyla da kendisini etkin bir biçimde savunamayacaktır[351]. Disiplin amirinin olayın mağduru olduğu durumlarda da kendisi soruşturma yapabilir. Ancak bu gibi durumlarda kişilerdeki endişenin giderilmesi için soruşturmanın başkaları tarafından yapılması hukuk devleti ilkesine uygun düşer. Bu konuda AYİM’in içtihatlarına baktığımızda, yapabileceğine yönelik kararların[344] yanında, yapamayacağına yönelik kararların[345] da olduğunu görmekteyiz. Kararlardan yargı organlarının bu konuda kısıtlayıcı genel bir ilke belirleme yerine somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapmayı tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Maddesi uyarınca, disiplin amirleri tarafından rütbeli ve Devlet memurlarına verilen cezalar, cezanın kısaca sebep ve mahiyeti, ceza görenin kimliği ve cezasının uygulanma tarihi ile nihayet iki gün içinde bir derece üst amire yazı ile bildirilir. Maddesinde “Disiplini bozan bir kabahat yalnız bir amir tarafından ve bir disiplin cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır.
Madde hükümlerini bozmamak şartıyla, her mafevk emir altında olmayanları da disiplinin temini için muvakkat olarak tevkif etmeğe veya ettirmeğe salahiyetlidir. Ancak bu tevkif keyfiyeti gün ve saatiyle derhal mevkufun disiplin amirine bildirilmelidir” (AsCK m.169). [249] Madde 183 – Cezayı veren disiplin amirleri zaruret halinde cezanın sonraya bırakılmasını veya fasıla ile infazını emredebilir. Özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet veren …… asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” (AsCK m.130). Maddesinde “hizmetin aksamaması” koşulu getirildiği halde, failin fiili nedeniyle hizmet aksamış ise, ne olacağı hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. [96] “Bu kanunun tatbikatında; ‘silahlı’ tabirinden maksat hizmetin icabı olan silahı hamili bulunmak veya silahının başında olarak bir amirin kumandası ve nezaretiyle hizmete başlanılmış olmak halidir.” (AsCK m.11). AYİM, bu işlem nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın hizmet kusuru esasına göre tazmini gerekli bulunmakla beraber, idarece güdülen amaç dikkate alındığında, sembolik bir tazminata hükmedilmesi yerinde olacağını değerlendirerek somut olayda neticeten Bir milyon TL. Özlük dosyalarının içerisinde hangi belgelerin bulunacağı ve hangi düzende tutulacağı ise Kuvvet Komutanlıklarınca, bir “devamlı talimat” olarak düzenlenmiş ve her özlük dosyasının iç kapağına yapıştırılmıştır. Bu arada belirtmek gerekir ki, düzenli ve basiretli bir idare, tüm faaliyetleri ile ilgili kayıtları tutma ve muhafaza etme sorumluluğunda olup, bu sorumluluğunu yerine getirmek için çeşitli tedbirler almak ve bu kapsamda özlük dosyalarında hangi belgelerin hangi düzende tutulacağını bir iç düzen işlemi olan devamlı talimatla belirlemek hak ve yetkisine sahiptir. Bu açıklamalar çerçevesinde, idari itiraz durumunda, itirazı inceleyen makam ilk cezayı kaldırma yetkisine sahipse, ilk cezayı verenin denetimi ve baskısı adlında değilse, yapılan idari başvuru yolunun etkili bir başvuru yolu olduğu kabul edilmelidir. Davacı vekili, konunun Anayasa’nın 90/son maddesi yönünden irdelemeye muhtaç olduğunu, anılan maddede geçen “yasa” teriminin anayasayı da kapsayıp kapsamadığının yorumlanması gerektiğini ileri sürmüştür.
Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. MADDE 138- Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. MADDE 132- Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tâbidir. Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.
Leave a Reply